Hatay’ın Defne ilçesinde inşasına 48 gün önce başlanan 300 yataklı Devlet Hastanesi’nde sona yaklaşıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastanenin kalıcı ve yoğun bakım hizmetlerine uygun teknik altyapıya sahip olduğunu belirtti ve özellikle deprem bölgesi olan Hatay için bu yapının önemini vurguladı.
Hatay’ın Defne ilçesinde yapımına 48 gün önce başlanılan Defne Devlet Hastanesi inşaatında sona yaklaşıldığı bildirildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, hastanenin güncel durumunu takipçileriyle paylaştı ve hastanenin önemli özelliklerini vurguladı.
Bakan Koca’nın paylaşımında, “60 günde tamamlamak üzere yola çıkmıştık. Hatay Defne Devlet Hastanemizin inşaatı başladıktan 48 gün sonraki durumunu paylaşıyorum. Az kaldı.” ifadelerine yer verildi.
Sağlık Bakanı’nın paylaştığı videoda hastane hakkında önemli bilgiler verildi. Koca, hastanenin sadece geçici bir yapı olmadığını, aksine kalıcı ve sürekli hizmet verme kapasitesine sahip bir hastane olduğunu belirtti.
Bakan, “Bu hastane prefabrik geçici yapılmış bir hastane değil. Bu hastane yüzde 60’a yakın yataklı servisleri, ameliyathaneleri, yoğun bakımları, laboratuvarları, ana girişi dahil olmak üzere ağır çelikten yapıldı. Burası kalıcı bir hastane oldu.” dedi.
Hatay Defne Devlet Hastanesi’nin 300 yataklı bir kapasiteye sahip olduğu ve bütün odalarının teknik altyapısıyla yoğun bakıma dönüştürülebilme özelliğine sahip olduğu belirtildi. Böylece hastane, yoğun bakım hizmetleri konusunda da güçlü bir kapasiteye sahip olacak.
Bakan Koca, “Bundan sonrası için sürekli hizmet verilebilir 300 yataklı kalıcı bir Defne Hastanesi yapılmış oldu. Burası yoğun bakımlarıyla birlikte güçlü bir hastane oluyor, bütün odaları da teknik altyapısıyla yoğun bakıma dönüştürülebilme imkanına sahip.” ifadelerini kullandı.
Özellikle deprem bölgesi olan Hatay için hastanenin son derece önemli olduğunu vurgulayan Bakan Koca, “Özellikle deprem bölgesi olan Hatay için son derece önemli bir hastane oldu.” dedi.
Yeni Defne Hastanesi’nin tamamlanmasının ardından, bölge halkının sağlık hizmetlerine daha hızlı ve etkin bir şekilde ulaşabileceği öngörülüyor.