Teşhis sanatı genellikle intak sanatı ile birlikte kullanılır. İntak, insanın dışındaki varlıkları konuşturma sanatıdır.
Hem manzum eserlerde hem de masal, destan, öykü ve roman gibi olay yazılarında anlatımı güçlendirmek için birçok söz sanatı kullanılır. Teşbih, bitkilere, nesnelere ve hayvanlara insani özelliklerin verilmesi anlamına gelir. Kişileştirme nedir? İşte, merak edilen tüm detaylar.
Teşhis (Kişileştirme)
İnsan dışındaki varlıklara insan kişiliği kazandırma sanatına teşhis (kişileştirme) denir. Mecazlı bir anlatım özelliği olan kişileştirme sanatına en çok masallarda özellikle de hayvan masallarında rastlanılır. Teşhiste insan dışındaki varlıklara, insana ait olan “düşünme, anlatma, ağlama, üzülme, mutlu olma, kızma, dinleme, gülme, küsme vb.” özellikler verilir.
Örnek 1
Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar
Rüzgâr eser dallarınız atışır
Kuşlarınız birbiriyle ötüşür
Ören yerler bu bayramda pek üşür
Sümbül niçin yaslı bakışır dağlar
Karacaoğlan
Yukarıdaki dörtlüklerde “Çukurova, şubat ayı, dal, ören yerler, sümbül” sözcüklerinde teşhis (kişileştirme) sanatı söz konusudur. Çukurova’nın bayramlığını giymesi, şubat ayının kış rüzgârlarını kovması, dalların atışması, ören yerlerin üşümesi, sümbülün yaslı bir şekilde bakışması hep teşhis (kişileştirme) örnekleridir.
Örnek 2
Gül, hasretinle yollara tutsun kulağını
Nergis gibi kıyamette dek çeksin intizar.
(Baki)
Yukarıdaki dizelerde “gül” ve “nergis” sözcükleri kişileştirilmiştir. Yollara hasretle kulak tutup dinlemek ve yine kıyamette kadar beklemek, gözlemek insanlara ait özellikler iken dizelerde bu özellikler “gül” ve “nergis”e yakıştırılmıştır. Bu da teşhis (kişileştirme) sanatına örnek teşkil etmiştir.
Örnek 3
Karlı dağların başında
Salkım salkım duran bulut
Saçın çözüp benim için
Yaşın yaşın ağlar mısın?
(Yunus Emre)
Bu dörtlükte “bulut” kişileştirilmiştir. Burada bulutun adeta bir insan gibi saçını çözmesinden söz edilmektedir. Saçını çözmekten kasıt bulutun yağmur olup yağmasıdır. Yine “salkım salkım” söz öbeğiyle de teşhis (kişileştirme) yapılmıştır.
Örnek 4
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem,
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem.
(R.T. Bölükbaşı)
“Çay”ın yorgun akması, mehtabının hasta olması teşhis (kişileştirme) örnekleridir.
Teşhis (Kişileştirme) Sanatına Kısa Kısa Örnekler
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi. (teşhis-kişileştirme sözü: kaldırımlar)
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya. (teşhis-kişileştirme sözü: sokaklar)
Tilki karga sohbetinden ağaç rahatsızdı. (teşhis-kişileştirme sözü: tilki, karga, ağaç)
Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın. (teşhis-kişileştirme sözü: mehtap)
Güneş uyanmaya çalışırken ay ninni söylüyordu dünyaya. (teşhis-kişileştirme sözü: Güneş, Ay)
İnliyor çatıda rüzgâr. (teşhis-kişileştirme sözü: rüzgâr)
Evler hasta, evler zavallı… (teşhis-kişileştirme sözü: evler)
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor. (teşhis-kişileştirme sözü: tekerlekler)
Mor menekşe boynun eğmiş: (teşhis-kişileştirme sözü: menekşe)
Bana sırdaş oldu şu karşı dağlar, belli ki yüreği yaralı dağlar. (teşhis-kişileştirme sözü: dağlar)
Gökyüzü yas tutmuş körpeciklere. (teşhis-kişileştirme sözü: gökyüzü)
Ovalar, güneşe hasret, Güneş, küsmüş yâr ne yapsın. (teşhis-kişileştirme sözü: Güneş, ova)
Taşlarınız bir birliğe inanır. (teşhis-kişileştirme sözü: taş)